Gölge Yazarlık Nedir ? Gölge Yazarlıktan Kaç Para Kazanabilirim ?

Gölge aslında nedir? Gölge yazarlık yaparak para kazanmak mümkün mü? Kimler gölge yazarlık yapabilir? Gölge yazar kime denir?

Gölge yazarlık, bir diğer ismiyle hayalet yazarlık, ülkemizde halk tarafından çok fazla bilinmese de, aslında yayınevlerinin ve yazarların çok iyi bildiği ve zaman zaman kullandığı bir yöntemdir.

ABD ve Avrupa ülkelerinde çok daha yaygın olsa da, gölge yazarlık son yıllarda Türkiye’de de bilhassa yayınevlerinin sıklıkla başvurduğu bir yoldur.
Size çok çarpıcı bir bilgi vereyim hadi! O hani kendi ismiyle kitap yayımlayan birçok popüler yazarın aslında kitaplarını kendisinin yazmadığını, gölge yazar kullandığını biliyor muydunuz?

 Tabi ki yazarlık konusunda kendini ispat etmiş, çok büyük, çok yetenekli ve çok önemli yazarlarımız var. Gölge yazarla çalışanların büyük kısmı, yeni nesil yazarlar demek daha doğru olur.  Niyetim elbette hiç kimseyi zan altında bırakmak değil. Bu işin piyasasını az çok bildiğim, kendim de gölge yazar olarak epeyce kitap yazdığım için çok sayıda yazarın gölge yazarlık yapan insanlardan yardım aldığını biliyorum.

“Gölge nedir” sorusuyla konuya giriş yapalım.

Gölge Nedir?

Size klasik bir gölge tanımı yapmayacağım çünkü dersimiz coğrafya değil. Konumuz, gölge yazarlık ve gölge yazarlık yaparak para kazanmak. Aslında soruyu yanlış sordum sanıyorum. “İnsan gölgesi nedir” sorusu daha doğru olacak. Ancak fiziksel gölge değil. İnsan ruhunun gölgesi nedir? “Ruhun gölgesi mi olur” dediğinizi biliyorum.
Cevabım; Evet! Olur…

Gölge, insan ruhunun saklı tuttuğu yanıdır. Her insanın ruhunun, ortaya çıkmasından korktuğu bir gölgesi vardır.  İyi veya kötü!  Bu konuya en son değineceğim. Önce gölge yazarlık (hayalet yazarlık) nedir? Gölge yazarlık yaparak para kazanmak nasıl olur bunu anlatalım.

Gölge Yazarlık Nedir?

En basit anlatımla gölge yazarlık, birinin yazdığı kitabı bir başkasının kendisi yazmış gibi yayımlamasıdır. Yani ben bir kitap yazıyorum. Bu kitap başka birinin ismiyle yayımlanıyor. Kitap yazabilme kabiliyeti ve yeterliliğine sahip hemen herkes, gölge yazarlık yaparak para kazanabilir. Hem de bu paralar daha çok ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde, kendi isminizle yayımladığınız kitaplardan kazandığınız paradan çok daha fazla olacaktır.

Ülkemizde şayet kendini ispat etmiş bir yazar değilseniz, sosyal medya mecralarında ciddi bir kitleniz de yoksa kitap yazarak para kazanmak mümkündür ama epeyce zordur. Bu nedenle birçok yazar, gerek yayınevleri, gerekse bireysel müşteriler için hayalet yazarlık (ghost writer) hizmeti vermektedir.

Şahsen kendi ismimle 3 adet kitap yayımladım. Bu kitaplardan toplam 1.000 TL bile gelir elde edemedim. Hoş! Kendi kitaplarımı yazarken önceliğim hiçbir zaman para kazanmak olmadı. Severek yazdığım ve bu işten büyük bir keyif aldığım için yazdım. İşin aslı, gölge yazarlık gibi bir kavramdan 4 sene öncesine kadar haberim bile yoktu. Bir yayınevinde genel yayın yönetmeni olarak çalışan bir arkadaşımın tavsiyesiyle, bu hiç haberim olmayan iş dalıyla tanıştım.  Gölge yazarlık yoluyla kazandığım parayı tabi ki yazmayacağım ama kendi kitaplarımdan elde ettiğim kazancın kat be kat fazlası olduğunu söyleyebilirim.

Gölge Yazarlıktan Kaç Para Kazanabilirim?

Aslında bu konu tamamen sizden istenen kitabın türüne, kelime sayısına (yayıncılıkta sayfa sayısı değil, kelime sayısı önemlidir) ve yazılması istenen kitapla ilgili farklılık gösteren diğer şartlara göre değişir.  Şu kadarını rahatlıkla söyleyebilirim, yayınevleri bireysel müşterilerden çok daha az ödeme yapıyor. Bugünün şartları için, bir yayınevi 30-35 bin kelimelik bir kitap için size 2,500 TL ila 5.000 TL arasında değişen fiyatlarda ödeme yapar. Aynı kelime sayısı için bir bireysel müşteriden, kitabın türüne göre farklılık gösterse de, 5.000 ila 50.000 TL arasında ödeme alabilirsiniz. Bu tamamıyla sizin müşteriyle yaptığınız anlaşmaya göre belirlenir.

Kabaca bir hesaplama yaparsak, kendi isminizle yayımlanan ve etiket fiyatı 20 TL olan bir kitaptan 5.000 TL kazanabilmeniz için kitabınızın en az 2.500 adet satması gerekir. Yeni ve tanınmayan bir yazarın kitabının 2.500 adet satması oldukça zordur.
Aynı kitaptan 50.000 TL kazanmanız içinse kitabınızın 25.000 satması gerekiyor ki Türkiye şartlarında 25.000 satan bir kitap, oldukça yüksek bir satış rakamına ulaşmış demektir.

Hesaplama yaparken, yayınevinin yazara %10 komisyon ödediğini varsaydım. Oysa yayınevleri yeni bir yazara maksimum %5 komisyon verir ki o da şarta bağlanır. Örneğin, 5.000 satıştan sonra yazar %5 komisyon almaya başlar. Bu da iyi bir reklam yapma fırsatı ve büyük bir kitleye sahip olmayan bir yazar için kolay değildir. Bu şartlarda yukarıdaki hesapta verdiğim satış rakamlarını siz 2’yle çarpın.

Yani özetle; gölge yazarlık yaparak para kazanmak çok daha kolaydır. Tabi yazmak için bir yeterliliği ve kabiliyeti olamayanlar, gölge yazarlık şöyle dursun, yazarlık bile yapamaz. Yine ülkemiz şartlarında abuk sabuk kitapların yüzbinlerce sattığı gerçeğini düşününce, kendi kendime arada “acaba” demeden de edemiyorum. Elbette amacı kaliteli ve insanlara yararı dokunacak, en azından eğlendirebilecek ve keyifli vakit geçirmelerine yardımcı olacak bir kitap yazmak için, ne yazdığını çok önemli.

Gölge Yazarlık Yapmak Etik Mi?

Gölge yazarlık yapmak elbette etik. En azından yazar için bu durum böyle. Ama gölge yazarlık hizmetinden faydalananlar için, yazmadıkları bir şeyi kendileri yazmış gibi pazarlamaları, ahlaki açıdan tartışılabilir bir durum. Herkes bu konuda farklı düşünecektir. Şahsi fikrimi soracak olursanız, bazı şartlarda hayalet yazarlık hizmeti alanlara fazlasıyla hak veriyorum. Konuyu aşağıda açıklayacağım. Çünkü bu şartları bilmek için, gölge yazarlıktan kimlerin faydalanabileceğini bilmek gerekiyor.

Gölge Yazarlık Hizmetinden Kimler Faydalanabilir?

Ülkemizde malumunuz kime dokunsanız, hayatım roman olur sözünü duyabilirsiniz. Evet! Belki hayatın roman olabilir ama bunu yazabilecek kabiliyet ve yeterliliğe sahip misin?
İşte tam da bu noktada gölge yazarlar devreye giriyor. Öncelikle gölge yazarlık hizmetinden, yazma kabiliyeti olmayan ama yazabileceği ve kitaba döküldüğünde ilgi görecek bir hikayesi olanlar faydalanır.

Daha sonra, belki yazma kabiliyeti olsa bile oturup yazmak için hiç vakti olmayanlar hayalet yazarlardan yardım alır. Yoğun bir tempoda çalışan bir iş adamının, gölge yazara kitap yazdırdığını biliyorum.

Diğer yandan, her şarkı söyleyenin albümleri milyonlarca satan bir yıldız olma ihtimali olmadığı gibi, her yazmayı sevenin yazar olabilmesi de mümkün değildir. Bu noktada gölge yazarlardan rehberlik yardımı ve profesyonel destek alanların sayısı da az değildir. Bir kitap projesi var. Bunu bir yere kadar getirmiş ama kurgusal anlamda ve mantık örgüsünde hatalı bir hikaye ortaya çıkmış. İşte bu noktada yine hayalet yazar devreye girebilir.
Yani gölge yazar her zaman kitabı baştan sona yazmaz ama profesyonel anlamda destek sağlar. Buna da aslında gölge yazarlıktan çok yazar koçluğu denir.
Yazar koçluğu hakkında bilgi almak için;
https://yazarkocum.com

İşte bütün bu sebepleri göz önünde bulundurunca, gölge yazarla çalışanların tümüyle ahlak dışı bir şey yaptıklarını söylemeyi doğru bulmuyorum.

Gölge Yazar Kitap Üstünde Bir Hak İddia Edebilir Mi?

Gölge yazarla çalışırken bir gizlilik sözleşmesi imzalarsınız. Her iki tarafın da yükümlülüklerinin yazdığı bu sözleşmede, gölge yazarın gizli kalacağı ve hiçbir şartta kendini açık etmeyeceği sözleşmenin en önemli maddelerinden biridir.

Gölge yazar ve hizmet alan arasında imzalanan bu sözleşmeye göre, gölge yazar anlaştıkları ücreti aldıktan sonra maddi olarak kitap üstünde başka hiçbir hak iddia edemez.

Bu sözleşmede yer alan maddeler genellikle, hayalet yazar ve hizmet alan arasında karşılıklı olarak belirlenir. Ancak yukarıda belirttiğim iki madde, gizlilik sözleşmesinde mutlaka yer alır.

En Meşhur Gölge Yazar; Hayalet Oğuz

Haluk Oğuz Alplaçin; sinema ve edebiyat dünyasında Hayalet Oğuz… 1975 yılında, 46 yaşında 46 kiloyken hayatını kaybeden Hayalet Oğuz, entelektüel çevrede yaşadığı halde, ismiyle hiç yaşamayan bir adam. Herkesin “BEN” diye bağırdığı ve egolarını yarıştırdığı bir ortamda, varla yok arasında bir yazar.

Hayalet Oğuz’un çevresi yazar ve şairlerle, sinema yönetmenleri ve senaristlerle dolu. Ama o hayalet olmayı tercih ediyor. Ömrü boyunca bir evi bile olmuyor. Kimi zaman arkadaşlarının evinde, az biraz parası olunca pansiyonlarda, çoğu zaman da sokaklarda yaşayan bir entelektüel.

Kaya Tanış, “Burası Orası Değil (Hayalet Oğuz Kitabı) Oğuz Halûk Alplaçin Yaşamı ve Eserleri” isimli kitabında Hayalet Oğuz’u şu cümlelerle anlatıyor;
“Ne şiirde ne hikayede ne de çeviride kendine bunlar üzerinden kimlik inşa etmemiş ve bunun olmaması için de her şeyi yapmış bir karakter. Herkesin metinlerine sızmış biri. Yaptığı işler saygı görmemiş, Hayalet tembel görülmüş ama çok işi var.

Dalga geçerek yaşıyor, dalga geçerek yazıyor. Hayatına dair hiçbir şey bilinmiyor. Geçmişine dair hiçbir şey paylaşmıyor. Para kazanma gibi bir gereksinim duysa da, rahat yaşama gibi bir gereksinim duymuyor.

‘İyi’ bir yazar ya da şair olmak için uğraşmıyor, olmaya çalışanlarla da alay ediyor. Küçümseyen bir insan!”

Mülkiyet kavramına tavır alan, hayatı ciddiye almayan ve kimliksiz bir yaşam sürdüren Hayalet Oğuz, birçok filmin bilinmeyen senaristi. Bilinmiyor çünkü kendisi böyle istiyor. Pek çok Türk filmini kalem almış ama biz izlediğimiz filmin senaryosunu bir başkası yazmış zannediyoruz. Herkesin görünür ve bilinir olmak istediği bir yüzyılda, kısacık hayatını garip bir biçimde yaşamış ilginç bir adam… Bugün yaşasaydı sanıyorum toplumumuzun neredeyse tamamını şaşkınlıkla izlerdi.

Dünyada Hayalet Yazarlık

Başta da söylediğim gibi gölge yazarlık tüm dünyada yaygın ve birçok yazar kitaplarını gölge yazarlara yazdırıyor. Ama benim asıl değinmek istediğim, ruhlarının gölgesini aşikar eden iki adam.

Dünya edebiyatı ve sinemasındaki görünür olmak istemeyenler hakkında yeterli bilgiye sahip değilim. Bu konuda bir araştırma içine girmedim. Ama ruhlarının gölgesini tüm çıplaklığıyla ortaya dökmüş, biri edebiyat diğeri sinema alanında iki büyük dahi biliyorum;
Stephan King ve Alfred Hitchcock…

Stephen King’in “The Shining” isimli romanını okudunuz mu? 1980 senesinde, yine ruhunun gölgesini sergilemekten geri durmayan Stenley Kubrick tarafından yönetilen, başrolde psikopat rollerinin en iyilerinden Jack Nicholsun’un oynadığı “Cinnet” filmi, Sephen King’in aynı isimli romanında uyarlanmıştı. Bu roman ve filmde, King’in aslında birçok kimsenin gölge yazarın arkasına sığınarak yazdığı türden anlatımlarını görebilirsiniz.

Alfred Hitchcock’un yazıp yönettiği pek çok filmde, ruhunun o karanlık tarafının izlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Ancak dünya sinemasında kendi türü için bir dönüm noktası olan “Psycho” filmiHitchcock’un ruhunun gölgesini tüm çıplaklığıyla görebileceğiniz en iyi film diyebilirim.

Daha böyle çok adam var ama ben alanlarında çok büyük olan iki isimden bahsetmek istedim.

Kitap Yazabilecek Donanım ve Kabiliyetim Var Ama Kimin İçin Gölge Yazarlık Yapabilirim?

Gölge yazarlık yapmaya karar verdikten sonra iş, müşteriyi nereden bulacağımıza geldi. Gölge yazarlıkta işleyiş genellikle üç şekilde ilerler. Kendiniz bir kitap yazarsınız ve bu kitabı bir yayınevine sunup beğenirlerse satarsınız. Kitabı sattıktan sonra yayınevi bu kitabı aslında hiç olmayan uyduruk bir isimle yayımlar.

Yine bir kitap yazdınız. Kitabı kendi isteğiniz veya yayınevinin isteği üzerine belirlenen bir konuda kaleme aldınız. Kitabı yayınevine satmazsınız ama arkasına gizlendiğiniz bir isimle kitap yayımlanır. Yayınevi size kitaptan, yaptığınız sözleşmeye göre belirlediğiniz oranda telif hakkını öder.  Yani divan edebiyatındaki tabirle mahlasla, bir takma isimle kitaplarınız piyasaya çıkar.

Yukarıda da belirttiğim gibi en çok para kazandıran gölge yazarlık yöntemi, bir müşteri için onun istediği minvalde bir kitap yazmaktır. Peki! Size kitap yazdırmak isteyen insanlara nasıl ulaşabilirsiniz?

Bunun için ya bir yayınevi ile ortak bir çalışma içinde olmanız gerekiyor ya da kendi çabalarınızla müşterilere ulaşmaya çalışıyorsunuz. Bir web site açarak, sosyal medya hesaplarınızda tanıtımlar yaparak, size kitabını yazdırmak isteyecek kimselerin sizi bulmasını sağlayabilirsiniz. Birçok gölge yazar, bireysel müşterilere bu şekilde ulaşıyor.

Bir uzmanlık alanınız varsa, alanınızla ilgili kimselere ulaşarak onlara uygun bir dille, sizin için ücret karşılığında kitap yazabilirim teklifinde de bulunabilirsiniz. Çalışma hayatından ve yoğunluktan kitap yazmaya vakit bulamayan insanlar mutlaka çıkacaktır.

İnsanlar Neden Gölgelerin Arkasına Saklanma Gereksinimi Duyar?

Güneş ne ​​kadar parlaksa, gölge o kadar koyudur. İnsanlar da kendilerini olduklarından çok daha farklı göstermek için ne kadar büyük bir çaba gösteriyorsa, ruhlarının gölgesi o kadar karanlıktır.

 Gölge eski bir fikirdir. Platon’un Mağara Alegorisi’nde, “Mahkumlar tüm dünyayı taş bir duvardaki gölgelerden başka bir şey olarak görmezler” der. Tabi ki hepimiz o mahkumlarız. Çünkü hiçbir farklılık gözetmeksizin hepimizin bir gölgesi var. Kendimize mahkum olduğumuz, kendimizle baş başa kaldığımız anlarda, ruhumuzun gölgesi bulunduğumuz odanın duvarlarında belirir. Yahut öyle bir şey olur ki, görünmesinden hep korktuğumuz o gölge bir anda dışarı çıkıverir.

Karl Gustav Jung için gölge, kendimizin saklı parçaları anlamına gelir. Onlar, egomuzdan sakladığımız parçalardır ve onlara bakmak istemeyiz. Gölge karanlık, tehditkar ve görkemlidir. Ama çoğu zaman, küçük, utanç verici ve önemsiz şeylerden oluşur.

Sevmediğimiz yanımız. Görmek istemediğimiz tarafımız. Küçük yaşlardan itibaren bize anlatılan kısımlar kötüdür. Ama kötü bir şeyi adlandırmak onu ortadan kaldırmaz.

Jung’a göre gölge, insan davranışının anahtarıdır. Karanlık bir tarafı olmayan insan yoktur. Aramızda Gölgesi olmayan tek bir kişi bile yok. Ve doğrudan Jung’dan alıntı yapmak gerekirse, “Direndiğiniz şey sadece kalıcı olmakla kalmaz, aynı zamanda büyür.” Karanlıkta gölgeler büyür. Tanımak istemediğiniz yanlarınızı ne kadar ezmeye çalışırsanız, o kadar güçlenirler.

Gölge tehlikelidir. Gölgede, bağımlılık, nefret, mantıksızlık ve kaygı vardır. İzin verirseniz gölge hayatınızı raydan çıkarabilir. Ama bu pek de karşı koyabileceğiniz bir şey değildir. Sonuçta gölge de sensin. O tüm düşüncelerinizi bilir. Gölge ile başa çıkmanın tek yolu onu entegre etmektir. Onu kabul etmek, anlamak ve gücünü daha akılcı amaçlara hizmet etmek için kullanmak. Çünkü gölge güçlüdür.

Ve yazarlar bunu herkesten daha iyi bilirler. Gölge, yaratıcılığın kaynağıdır, birdenbire şimşek gibi kıvılcımlar saçan vahşi düşüncelerle ortaya çıkar. Yazarlar ve tüm yaratıcı insanlar, tıpkı azizlerin şeytana daha yakın olması gibi, gölgeleriyle diğerlerinden daha fazla temas halindedir.

İşte bu nedenle gölge yazarlık yapanlar, düşüncelerini serbest bırakarak çok daha aykırı yazılar yazarlar.